Normal hücrelere karşı bir bağışıklık tepkisi
Alerji, rotasından sapmış bir bağışıklık sisteminin verdiği aşırı bir tepkidir. Soğuk algınlığının viral bir enfeksiyonu ortadan kaldırmak gibi biyolojik bir amacı vardır, ancak polen gibi nispeten zararsız maddelere karşı bir tepki değildir. İshal, vücudun parazitleri atmasına yardımcı olmak içindir, tahıl gevreklerinden kaçınmak için değil.
Bağışıklık sistemi sadece çevreden gelen zararsız maddelere değil aynı zamanda vücudun kendi dokusuna da saldırırsa durum daha da kötüleşir. Oto-immün hastalıklarda durum böyledir. Neredeyse her doku ya da organ bağışıklık sisteminin saldırısına maruz kalabilir.
Otoimmün bozukluk türleri
Tiroid hastalığı
İnsanları farklı şekillerde etkileyen birçok otoimmün hastalık vardır. En yaygın otoimmün hastalıklardan ikisi Hashimoto hastalığı ve Graves hastalığıdır. Bu hastalıklara sahip kişilerde kan serumunda tiroid dokularına karşı oto-antikorlar tespit edilir.
Uyarıcı antikorlar hipertiroidizme (tiroid bezinin aşırı aktivitesi) yol açabilir. Agresif antikorlar lokal enflamatuar reaksiyonlara ve tiroid dokusunun tahrip olmasına yol açarak genellikle hipotiroidizmle (az aktivite) sonuçlanır. Hashimoto hastalığı hipotiroidizm ile karakterize bir durumken, Grave hastalığı kişinin aşırı aktif bir tiroidden muzdarip olmasına neden olur. Bu durumların her ikisinde de tiroid hormonu üretimi etkilenir, böylece vücut bu tiroid hormonlarını ya çok fazla ya da çok az üretir.
Crohn hastalığı ve ülseratif kolit
Otoimmün hastalık gastrointestinal sistemi de etkileyebilir. Bağırsak epitel hücrelerine karşı oluşan bağışıklık reaksiyonları çölyak hastalığı, Crohn hastalığı veya ülseratif kolit gibi iltihaplı bağırsak hastalığı türlerine yol açar. Bu hastalıkların her biri biraz farklı olsa da, karın ağrısına neden olmak gibi bazı benzer semptomlara sahiptirler.
Eklem ağrısı
Eklem dokusuna karşı savaşan antikorlar, romatoid artrit ve Bechterew hastalığı gibi otoimmün artrit türlerinde bulunur. Bu durumlar eklem ağrısı ve kronik iltihaplanma gibi semptomlara neden olabilir.
Beyin ve omurilik
Oto bağışıklık koşulları, merkezi sinir sistemini etkileyen multipl skleroz gibi nörolojik bozuklukları da içerebilir. Düzensiz bağışıklık sistemi aktivitesi, sağlıklı hücrelerin düzenleyici t hücreleri tarafından hedef alınmasına yol açar. Etkilenen bölge beyin ve omurilik hücrelerini içerir. Multipl sklerozda görüldüğü gibi bağışıklık reaksiyonlarının vücudun sinirlerin miyelin kılıfına saldırması anlamına geldiği durumlar daha az sıklıkta görülür.
Sinir hücrelerini etkileyen multipl skleroz
Vücudun kendi DNA’sına karşı antikorlar üretildiğinden, sistemik lupus eritematozusta olduğu gibi hastalık neredeyse her organı etkileyebilir. Lupus sadece merkezi sinir sistemini değil, aynı zamanda periferik sinir sistemini de etkiler. Bu, bir kişinin vücudunun herhangi bir yerindeki sinirleri etkileyebileceği anlamına gelir.
Otoimmün hastalıklar neden oluşur?
Oto-immün bozuklukların gelişiminin arkasındaki neden hala bir gizemdir. Genetik yatkınlık ile virüsler ve çevresel toksinler gibi dış faktörlerin talihsiz bir kombinasyonu olduğu varsayılmaktadır.
Örneğin, vücuda giren bir virüs tesadüfen bir tiroid hücresine çok benzer bir yüzey yapısına sahiptir. Bağışıklık sistemi daha sonra virüsü yok etmek için antikorlar üretir. Tiroid hücreleri bu süreçte istemeden de olsa yok edilir. Bir dereceye kadar, otoimmün hastalıkların ailelerde görüldüğü veya ailesinde bu hastalıkların geçmişi olanların bir noktada kendilerinin de hasta olma olasılığının daha yüksek olduğu düşünülmektedir.
Otoimmün bozukluklar nasıl tedavi edilir?
Geleneksel tıp genellikle hastalığın temel nedenini ele almak için dikkatli bir terapötik yaklaşım izlemez. Tedavi sadece semptomları hafifletmek için tasarlanmıştır. Kullanılan tedavinin kesin seyri, hastanın sahip olduğu özel duruma ve hangi semptomların onları rahatsız ettiğine bağlıdır. Örneğin az aktif bir tiroid hormon replasman tedavisi ile tedavi edilebilir ve antiflojistik adı verilen ilaçlar enterite karşı yardımcı olabilir.
Kişide şiddetli semptomların görüldüğü durumlarda kortizol veya immünosupresan gibi bağışıklık sistemini engelleyen maddeler kullanılır. Bu ilaçlardan kaynaklanan yan etkilerin yüksek insidansı iyi bilinmektedir.
Otoimmün hastalıkları tedavi etmek için biorezonans kullanımı
Biorezonans birçok hastayı başarıyla tedavi etmiştir. Bir vakada 16 tedavi seansı gerekmiş ve hasta tamamen semptomsuz kalmıştır. Bir BT taraması, daha önce tespit edilen odakların önemli ölçüde gerilediğini ortaya koymuştur. Hastayı tedavi eden nörolog, olası bir “spontane iyileşmeden” ya da önceki resimlerin potansiyel bir yanlış yorumlanmasından bahsetmiştir. “Spontane iyileşme” teriminin biorezonans terapisi sırasında şaşırtıcı bir sıklıkta ortaya çıkması ilginçtir.